Soru - Cevap

 Anne ile aynı yatakta yatan çocukta bağımlı kişilik gelişir mi?
Anne ile aynı yatakta yatan çocukta bağımlı kişilik, yalnızca bu sebebe bağlı olarak gelişmez. Çocuğun bağımlı kişilik geliştirmesi için annenin, çocuğun en basit ihtiyacını bile her an, hemen; kendisi yapabilecek olsa bile çocuğa bırakmadan yerine getirmesi ve çocuğun kendi ihtiyaçlarını görebilecek yaşa ya da duruma geldiğinde bile ona bırakmaması, annenin çocuğa çok bağımlı olması, kendi çevresi, işi, eşi ile gündelik yaşam ile ilgili sorunlar yaşaması ve kendisine bağımlı, muhtaç diye hissettiği çocuğa bağımlı ve bağlı davranışlar geliştirmesi ile bağımlı kişilik gelişir. Çocuğun tüm gece değil, ama zaman zaman anne ve baba ile yatakta zaman geçirmesi, geçirdiği zaman dilimi içerisinde çok fazla ten temasında bulunması, yatağında anne ve babası ile oynama, öpüşüp koklaşma, dokunmayı gerçekleştirme imkanının verilmesi çocukta bağımlı kişilik gelişmesini engeller. Bu, yatakta asla yatmayın, asla beraber olmayın demek değildir. Sorun, çocuğun kendi yatağı olduğu halde sürekli annesi ile yatması, annenin çocuğu korumak, kollamak, bir hastalık durumunda hemen müdahale etmek ya da zaman zaman eşinden uzak kalmak için çocuk ile yatmayı tercih etmesi; anne ile çocuk arasında bağımlı kişilik gelişmesine zemin hazırlayabilir.
 Çocuğumun başka odada yatması beni korkutuyor, ne yapabilirim?
Çocukların ebeveynleri ile aynı odada yatması çocukların sorunu veya çocukların sebep olduğu bir sorundan ziyade çocuğa iyi bir ebeveyn olmak adına; her ihtiyacını anında yerine getirmek için ve çocuğa fiziksel bir zarar gelmesi endişesiyle çocuklarını ayrı yatırmakta güçlük çeken ebeveynlerin yarattığı bir sorundur. Oysa çocuklar doğumlarından itibaren ebeveynlerinden ayrı olmaya, ayrı yatmaya ve onlardan bağımsız olmaya müsait bir yapı ile dünyaya gelirler. Bu, çocuğun ihtiyaçlarının giderilmeyeceği, erteleneceği anlamına gelmez. Temel güven duygusu dediğimiz, 0 - 2 yaşta gelişip oturan duygu çoğu zaman ebeveyn tarafından yanlış anlaşılır. Zira çocuk odasında yatarken veya ağladığında onun yanına gidilmesi, acıktığında emzirilmesi veya yiyecek verilmesi, zaman zaman kontrol edilmesi, çocuğun 2 yaşına kadar olan süreçte bakımı ile ilgili gerekli ve yeterli koşullardır. Ancak ebeveynin kendi çocukluğuna ve kendi yakın ilişkileri ile olan anılarına ilişkin olumsuz tecrübeleri varsa, bunların kendi çocuğunun da başına gelebileceği gibi bilinçli veya bilinçsiz korkuları olabilir. Ebeveyn bu korkudan kendini alamıyorsa, mutlaka bir pedagojik veya psikolojik danışmanlık alması çocuğun sağlıklı bir kişilik ve kimlik geliştirmesi açısından çok önemlidir.
 Odasını ayırdığım çocuğum huzursuzlanıyor, neler yapabilirim?
Çocuk, ebeveynlerin odasında yatarken, çocuğun yatağının ve odasının ayrılmasına karar verildiğinde çocukta bazı uyum ve davranış sorunlarının görülmesi çok normaldir. Çocukların yataklarının ve odalarının ayrılması, mümkün olan en küçük yaşta gerçekleştirilirse, bu sancılı olabilecek sürecin kısaltılmasına da yardımcı olur. Çocuğunuz odasını değiştirip geceleri ebeveynlerinden ayrı yatmaya başladıktan sonra, geceleri anneyi yanında istemesi, gece kabusları gördüğünü iddia etmesi, sık sık anne babayı odasına çağırması; anne baba açısından güç olabilecek fakat normal davranış örüntüleridir. Dikkat edilmesi gereken noktalardan birincisi, çocuğun bir alışkanlığı kazanabilmesinin 6 hafta kadar sürebileceğidir. İkinci nokta ise bir çocuğa bir alışkanlığı kazandırmaya çalışırken aynı süre zarfında ikinci bir alışkanlığı kazandırmamaya çalışmaktır. Örneğin aynı dönemde çocuğun anaokuluna başlaması, o sırada tuvalet eğitimini kazandırmaya çalışmak, taşınmak, aileye bir kardeşin gelmesi gibi pek çok durum söz konusu ise, o sırada başka bir alışkanlığı kazandırmayı da araya sokmamak gerekir. Çocuğun sadece bu alışkanlığa uyum sağlaması için çaba sarf etmek ve bu dönemde çok sabırlı olmak, çocuğa asla kızmamak, yalnız bırakmamak, "korkulacak bir şey yok" gibi çocuğun tedirginliğini önleyecek konuşmalarda bulunmak gerekir. Çocuğun yatağını ve odasını ayrılan bu dönemde mümkünse çok ayrıntılı açıklama yapmadan çocuk istediğinde yanına anne veya babanın gitmesi bu sürecin daha kazasız atlatılması için alınabilecek önlemlerden bazılarıdır.
 Yatağını ayırmak istediğimiz çocuğa nasıl davranmalıyız?
Çocuğun yatağını anne babanın yanından ayırmak başlı başına bir sorundur. Böyle bir sorunla hiç karşı karşıya gelmemek için yapılacak en önemli şey en baştan çocuğu anne babanın yatağında yatırmaya, uyutmaya, doğumdan sonra böyle bir sürece girmeye gerek bırakmamaktır. Çocukta anne ve baba ile aynı yatakta veya aynı odada yatma gibi bir alışkanlık oluştuysa yapılacak en doğru davranış çocuğu uykuya başlangıçta kendi odasındaki yatağına yatırmak, çocuğun uykuya geçişine kadarki sürede anne veya babanın ya da çocuğa evde en yakın ikinci kişinin çocuk uyuyana kadar ona refakat etmesi, çocuk uyuduktan sonra yetişkinin oradan ayrılmasıdır. Çocuk uyku arasında zaman zaman yetişkinin yatağına gelme talebinde bulunursa, bu durumda çocuğu çok şiddetle reddetmeden, onu sakince alıp odasına götürmek gerekir ve yine uykuya geçişe kadar ona refakat edilmelidir. Çocuk ilk uykuya geçişi anne ve babanın odasında yaparsa ve sonra götürülürse bu, çocuğun yatağını anne ve babadan ayırmak için çok pratik bir yöntem değildir ve çok zaman alabilir. Ayrıca çocukta kendini odadan atılmış, izole edilmiş ve istenmemiş duygusu da yaratabilir. Dolayısıyla çocuğu kendi odasında yatırıp, herkesin kendi odasına dönmesi ve çocuğun her bireyin evde ayrı bir yatağı olduğunu bilmesi en pratik çözümdür.
 Çocuğumuzun yatağını ne zaman ayıralım?
Çocuğun yatağını ayırma konusu, farklı ekollerden farklı uzmanlar tarafından psikoloji ve pedagojide farklı bakış açılarıyla değerlendirilen ve görüş birliği olmayan konularda biri olsa da çoğunluğun sempatisini alan görüş çocuğun yatağını çocuk doğduğu günden itibaren ayrı tutmanın en sağlıklı tutum olacağı yönünde olandır. Bu bağlamda yapılabilecek en toleranslı davranış, bir ihtimal; çocuğu anne babanın odasında ama yine ayrı bir yatakta tutmaktır. Fakat daha sonra çocuğun odadan ayrılmasını sağlamak güç olabileceği için çocuğun yatağını aslında doğduğu günden itibaren, anne babanın çocuğa en kolay ulaşabileceği şekilde, yani kendi odalarına en yakın odaya hazırlamak en doğrusudur. Yenidoğan bebekler; sık sık emzirilmesi, altının değiştirilmesi veya belirsiz uyku düzenleri gibi ebeveynlerinin yoğun bakımına muhtaç olduklarından, odalarında gerektiğinde anne veya babasının yanında yatabileceği ayrı bir yatak bulundurulabilir fakat anne ve babanın çocuk ile aynı odada bulunmaması, farklı odalarda yatmaları en sağlıklı olandır.
 Çocuğumuzun yatağını ayırmazsak nasıl sorunlar yaşayabiliriz?
Çocuğun yatağını ayırmaktan da öncelikli olarak çocuğun odasını ayırmak, pedagojide asıl ve en sağlıklı olan yöntemdir. Çocuğun henüz farkındalığının çok yüksek olmadığı, 6 - 7. aydan önceki dönemde çocuğun yatağını ayrı tutmazsak, daha sonra çocuğu zorlamak, çocuğu ayrı odada yatmaya alıştırmak konusunda bazı güçlüklerle karşılaşabiliriz. Çocuk, ebeveynin olduğu odada yatarken zaten o odada 3 kişi yatar, 3 kişi yaşar hale gelmeye başlar. Dolayısıyla anne babanın ayrı bir çift ve kendisinin onların çocuğu olduğu bilincine varması bile zaman alabilir. Çocuğun bağımlı bir kişilik geliştirmesini önlemek için çocuğun yatağını doğduğundan itibaren ayırmak gerekir. Bazı ebeveynler çocuğa yeterince bakamayacağı, çocuğu yeterince sevemeyeceği ve çocuğun istediği anda ebeveyne ulaşamayacağı endişesi ile, yani aslında kendi endişeleri ile çocuğun yatağını ve odasını ayırmakta sıkıntı duyabilirler ancak çocuk aslında doğumdan itibaren nerede, nasıl yaşamaya başladıysa bu sürece, bu düzene zaten alışacaktır. Farkındalık çok yüksek olacağı için sonradan alıştırmak, çocukta ayrılma ile birlikte bazı sorunları da beraberinde getireceği için çok zor olacaktır. Bu sebeple odayı doğumdan itibaren ayırmak en sağlıklı olandır.
 Çocuklarda bağımlı kişilik nasıl anlaşılır?
Çocuklarda bağımlı kişilik; çocuğun annesi ya da ona bakan en yakın kişi yanında değilken çocuğun evin dışında başka bireylerle iletişime geçmesinde güçlük, çocuğun ev dışında bir yerlerde, çok yakınlarında olan kişilerin evlerinde bile anne ve babasız kalamaması; ardından gelen zaman diliminde çocuğun okula başlangıcında okula tek başına geçişte adaptasyon süresinin çok uzun sürmesi, anne ve babanın elini tutmadan, ten teması olmadan sosyal ortamlarda hareket edememesi, hatta anne babanın yanından ayrılamaması; konuştuğu her konuda, kendi ile ilgili her anlatımında bağımlı olduğu kişiden göz teması ile onay alma ihtiyacı hissetmesi ve bunu beden dili ve mimikleri ile belli etmesi çocuklarda bağımlı kişiliğin göze çarpan ilk özellikleridir.
 Çocuklarda bağımlı kişilik ileride nasıl sorunlara yol açabilir?
Çocuklarda bağımlı kişilik özelliğinin neredeyse 70-80%'lik kısmı çocuğun 0 - 6 yaş döneminde oluşur ve kişiden kişiye değişmekle birlikte hayatın ileri dönemlerinde belirli şekillerde ortaya çıkar. Ancak unutulmamalıdır ki çocuklarda bağımlı kişilik dediğimiz olgu aslında çocuğun doğumu ile beraber getirdiği bir kişilik özelliği değildir. Bağımlı kişilik,çocuğun doğumundan itibaren anne ve babanın tutumu ile ortaya çıkan ve hayatın ileri dönemlerine de yansıyan, öncelikle sosyal hayatı sekteye uğratan bir durumdur. Daha detaylı bilgi almak için videomuzu izleyebilirsiniz.
 Çocuklarda bağımlı kişilik neden olur?
Çocuklarda bağımlı kişilik dediğimiz olgu aslında çocuğun doğumu ile beraber getirdiği bir kişilik özelliği değildir. Bağımlı kişilik çocuğun doğumundan itibaren, anne ve babanın tutumu ile ortaya çıkan ve hayatın ileri dönemlerine de yansıyan, öncelikle sosyal hayatı sekteye uğratan bir durumdur. Bağımlı kişiliği oluşturan çocuğun kendisi değil, ebeveynidir. Bu, annesi, babası, çocuğa bakan bakıcı, anneannesi veya dedesi olabilir. Çocuk fiziksel ihtiyaçlarını sırası ile karşılamaya başlamasından itibaren, yaklaşık 1 yaşından itibaren yürümeye başlaması gereken çocuğa, her yürümeye çalıştığında destek verilmesi, kaşık tutabileceği dönemde çocuğa halen yetişkinin yemek yedirmesi, tuvalet ihtiyacını ifade edebileceği dönemde, daha çocuk ifade etmeden çocuğa sürekli sorulması, çocuk leb demeden her ihtiyacının hemen anlaşılması ve çocuğun konuşmasına müsade edilmeden tüm ihtiyaçlarının hemen yerine getirilmesi çocuğun bekleyen, ancak karşı taraftan komut aldığında hareket eden, sadece bu kişilerle yaşayabilecek bir birey, yani bağımlı kişilik bozukluğu olan bir birey haline gelmesine neden olur. Çocuğun ebeveyne en fazla ihtiyaç duyduğu yaklaşık 1 yaşından önceki dönem tamamlandıktan sonra gelişim seviyesine göre yapabileceği her şeyi adım adım gerçekleştirmesi için cesaretlendirmesi, çocuğa çok dokunulmaması, çok hamle edilmemesi, fiziksel bir zarara uğrayacak diye çocuğun korunduğunun, kollandığının sürekli hissettirilmemesi gerekir.
 Çocuklarda bağımlı kişilik nedir?
Çocuklarda bağımlıklık kişilik, çocuğun annesi ya da ona bakan en yakını olmadan çocuğun evin dışında başka bireylerle iletişime geçmesinde güçlük, çocuğun ev dışında bir yerlerde, çok yakınlarında olan kişilerin evlerinde bile anne ve babasız kalamaması; ardından gelen zaman diliminde çocuğun okula başlangıcında okula tek başına geçişte adaptasyon süresinin çok uzun sürmesi, anne ve babanın elini tutmadan, ten teması olmadan sosyal ortamlarda hareket edememesi, hatta anne babanın yanında ayrılamaması; konuştuğu her konuda, kendi ile ilgili her anlatımında bağımlı olduğu kişiden göz teması ile onay alma ihtiyacı hissetmesi ve bunu beden dili ve mimikleri ile belli etmesi çocuklarda bağımlı kişiliğin göze çarpan ilk özellikleridir.
 1/8