Çocuklarda bağımlı kişilik dediğimiz olgu aslında çocuğun doğumu ile beraber getirdiği bir kişilik özelliği değildir. Bağımlı kişilik çocuğun doğumundan itibaren, anne ve babanın tutumu ile ortaya çıkan ve hayatın ileri dönemlerine de yansıyan, öncelikle sosyal hayatı sekteye uğratan bir durumdur. Bağımlı kişiliği oluşturan çocuğun kendisi değil, ebeveynidir. Bu, annesi, babası, çocuğa bakan bakıcı, anneannesi veya dedesi olabilir.
Çocuk fiziksel ihtiyaçlarını sırası ile karşılamaya başlamasından itibaren, yaklaşık 1 yaşından itibaren yürümeye başlaması gereken çocuğa, her yürümeye çalıştığında destek verilmesi, kaşık tutabileceği dönemde çocuğa halen yetişkinin yemek yedirmesi, tuvalet ihtiyacını ifade edebileceği dönemde, daha çocuk ifade etmeden çocuğa sürekli sorulması, çocuk leb demeden her ihtiyacının hemen anlaşılması ve çocuğun konuşmasına müsade edilmeden tüm ihtiyaçlarının hemen yerine getirilmesi çocuğun bekleyen, ancak karşı taraftan komut aldığında hareket eden, sadece bu kişilerle yaşayabilecek bir birey, yani bağımlı kişilik bozukluğu olan bir birey haline gelmesine neden olur.
Çocuğun ebeveyne en fazla ihtiyaç duyduğu yaklaşık 1 yaşından önceki dönem tamamlandıktan sonra gelişim seviyesine göre yapabileceği her şeyi adım adım gerçekleştirmesi için cesaretlendirmesi, çocuğa çok dokunulmaması, çok hamle edilmemesi, fiziksel bir zarara uğrayacak diye çocuğun korunduğunun, kollandığının sürekli hissettirilmemesi gerekir.